5 Ağustos 2014 Salı

Marmaris 2. Bölüm


Herkese tekrar merhaba

Marmaris gezimize kaldığım yerden devam ediyorum. Bayramın 1. günü otelimizde kahvaltı etmek istemedik, onun yerine Marmaris'e gelenleri çok methettiği  Çınar'a kahvaltı yapmaya gittik. Burası kesinlikle görülmesi gereken yerlerden biri. Harika bir bahçe düşünün, lezzetli yiyecekleri kuş cıvıltıları eşliğinde yiyorsunuz. Özellikle balı ve domatesi muhteşemdi. Yerin güzelliği kelimelerle anlatılamayacak gibi o yüzden sizler için bir kaç fotoğraf çektim.

marmariste nerelere gidilir
Merdivenlerden çıkıp, her yeri gören bu sofrada kahvaltımızı yaptık.



Burası aynı zaman da bir otel de



Çeşit az olsa bile gayet lezzetliydi




Bu güzel yerde maalesef tuvaletler berbattı. O kadar güzel bir yere yakıştıramadım.



Güzelce karnımızı doyurduktan sonra, Kleopatra plajının karşısında bulunan koy olan, ince kum plajına gittik. 3 sene önceki Dalyan gezimizde Kleopatra Plajına gittiğimiz için bu sene bir değişiklik yapıp burayı tercih ettik. Arabamızla belli bir yere kadar gidebildik. Daha sonra traktörlere bağlı araçla plaja indik. Otopark 5 ve kişi başı servis ücreti 5 TL. Eğer bu plajda denize girmek istiyorsanız, bir miktar parayı gözden çıkarmanız gerekmekte. Çünkü yol o kadar uzun ki, o sıcakta yürünebilecek gibi değil.





Buraya Marmaris'in Hawaii'si deniyor, aşırı berrak ve ılık suyu var ve denizin rengi turkuaz. Yüzmek o kadar zevkli ki anlatamam. Eğer olanağınız varsa mutlaka gidin. Tabii buranın da bir çok olumsuz yönü var. Bizim insanımız maalesef bu turistik işletme işini beceremiyorlar. Eşimle biz kendimizce projeler de geliştirdik, bu harika denizde yüzerken. Çok dar ve kısıtlı bir yer, her yere şezlong konmuş ve 5 tl ücreti var. Denize girmek için neredeyse insanların üstlerine basmak gerekiyor! Yiyecek içecekte pahalı olduğu için, millet termosuyla, karpuzuyla piknik yapmaya gelmiş gibi. Aşırı kalabalık...



Daha sonra arabamıza binip, koyları keşfetmeye devam ettik. Gökova yelken kulübünde bir kahve molası verdik ve eşsiz doğasını seyrettik. Yorgunluğumuz geçince, en çok merak ettiğimiz yerlerden biri olan Kızkumu' na doğru yol aldık. Denizin içinde 600-650 metre uzunluğunda batık bir patika var ve kırmızı renkli. Yani başka bir değişle, denizin üstünde yürüyebiliyorsunuz gibi görünüyor. Burası için bir çok mitolojik hikayeye rastladık. En güzeli de Kralın kızı fakir bir balıkçıya aşık olur. Kral bunu öğrenir, balıkçıya  pusu kurar. Kız buluşmaya giderken, askerler onu yakalar. Bir şekilde prenses, askerlerin elinden kurtulur ve sevgilisine doğru koşmaya başlar. O sırada bir mucize olur ve kızın denizde bastığı yerler yola dönüşür. Tam kavuşurlarken bir askerin oku prensese saplanır ve bu kumlu patika kırmızıya boyanır. Delikanlı sevgilisine sarılarak oradan kaybolurlar ve onları bir daha ne gören olur ne duyan...






Ama merak etmeyin. Bu kadar güzel yerin de içine etmişiz... Su resmen çamur, aşırı kalabalık, orada bulunan yer inanılmaz pahalı. Otopark'a ayrıca 5 tl veriyorsunuz. 2 bira 1 patates kızartmasına 29 TL verdik. (Marmaris'te en pahalı bira 8 TL idi)




Akşam yemeğimizi Yalancı Boğaz tarafında bir yerlerde yemek istedik. İnternetten biraz araştırma yapınca Uçurtma 'nın methini çok okuduk ve gitmeye karar verdik.






Denizin dibinde, canlı müzik olan, özellikle mezelerinin lezzetli olduğu salaş bir mekan burası. Hafif müzik ve dalgaların eşliğinde balığımızı kedilerle paylaşırken çok güzel vakit geçirdik.


Birbirinin yanında bir kaç restoran bulunuyor bu bölgede ve maalesef müzik  sesleri birbirine karışıyor.






Ertesi gün sabah kahvaltısını yine otelin dışında yapmak istedik. Yol üstünde Asparan diye bir yere oturduk. Çınar kadar güzel olmasa da idare eder bir yerdi. Sonra anladık ki çocuk parkı olduğu için burayı daha çok çocuklu aileler tercih ediyorlarmış
.




Karnımızı doyurduktan sonra tekrar yola revan olduk :) Bördübet gitmeyi çok istediğimiz koylardan biriydi. arabayla gitmek biraz zahmetli olsa da usta şöförüm sayesinde manzaranın tadını çıkardım. Bördübet ismi "bird the bed" den gelmekteymiş. İngiliz askerler bu koyun kuşlarının çeşitliliğine hayran olduğu için buraya bird the bed demişler. Bu şirin isim de günümüze buradan gelmiş. Bu harika koy, yine oteller tarafından ele geçirilmiş, otelsiz tarafında ise yol yok! Yani teknenle gelmelisin. Biz de bir sonraki Amazon koyunda denize girmeye karar verdik. İnanılmaz güzel bu koyda bir sürü lüks yatta demirlemişlerdi.


Bördübet koylarından biri


Amazon koyu




amazon Koyu'na yoldan giderken


Terapi gibi gelen yüzme molamızdan sonra, koyun bittiği yerde, tam ana yola bağlandığı noktada, taze nar ve portakal suyu satan bir çocuktan portakal suyu içtik. Çocuk nasıl efendi, nasıl tatlı ve temizdi anlatamam. Bize içeceğimizi hazırladıktan sonra, hemen malzemelerini yıkadı. Tam giderken verdiğimiz biraz bahşişi görünce, gözlerindeki sevinç ise her şeye değerdi.





Marmaris'te yapılacak aktiviteleri araştırıken, jeep safari yapanların Şelale'de suya girdiğinden bahsetmişlerdi. Biz de Şelale'yi kocaman ve yüzülebilir bir yer sanmıştık. Çok yanılmışız, gitmesek de olurmuş.





Tekrar yola çıkınca, bu sefer yol bizi Selimiye' ye götürdü. Selimiye'deki otopark sorunu o kadar büyük boyutlarda ki, aracınızı bir yere parkedip, denize girmek imkansız. Bazı işletmeler kapılarına yazmışlar, "günübirlik misafir kabul edemiyoruz" diye, diğerlerinde ise ya doluluktan yer yok, veya araba park yeri yok. Yanii Selimiye'de bir yemek yiyip, denize giremedik. Denizi güzel diye burada da bir yüzme molası verdik ve tekrar yolumuza devam ettik. Sıradaki durağımız Bozburun'du. Yat imalatlarının yapıldığı bu yerin Selimiye'den pek farkı yoktu. Sadece Selimiye biraz daha sosyetik geldi bize. Bir şeyler yiyip, Asırlık Çınar'ı görmek için tekrar yola koyulduk.


Bozburun

Asırlık çınar




Asırlık çınar tam 2000 yaşında ve gerçekten çok heybetli. Size tavsiyem, görüp, foto çekip, etrafında döndükten sonra, hemen altındaki tezgahtan bal almanız. Bütün balları tadabiliyorsunuz. Biz harnup balına bayıldık ve ondan aldık.



Akşam yemeği için, biraz otelde dinlendikten sonra Marmaris'in içinde yemeğe karar verdik. O kadar çok "steak house" varken, yemeden olmazdı. Biraz netten araştırdık ve en güzelinin Natelie's olduğunu öğrendik. Sahilde cıvıl cıvıl mekanların arasında, çok ama çok lezzetli biftekleri afiyetle yedik.









Ben mantar ve krema soslu biftek isterken, eşim şaraplı tercih etti. Sahilde biraz yürüyüş yaptıktan sonra son gecemizi geçirmek için otelime gittik.






Marmaris kalesini gezmeyi son güne bırakmıştık, otelden eşyalarımızı alıp, dönüş yoluna geçince ilk işimiz Marmaris kalesine gitmek oldu. Özellikle kaleye giden yollara hayran kaldık. Keşke biraz daha zamanımız olsaydı da buralarda da vakit geçirebilseydik...













Buraya kadar gelmişken, çok sevdiğimiz Akyaka'yı görmeden olmazdı. Son gördüğümüzden beri (1 yılda) aşırı kalabalıklaşan Akyaka'da,otopark gerçekten çok büyük bir sorun olmuş. Bu kadar kalabalık olmasaydı, eşim "kite surf" yapmak istiyordu. Kabaca kite surfing, denizde sörf yaparken, paraşütle de aynı anda uçmak demek. Burada bir şeyler yedik ve tekrar yola çıktık. Eşime dedim ki, korkarım ki burası yeni Alaçatı olacak, Cumartesi Hürriyetin ekinde bir de ne göreyim, Akyaka için mustakbel Alaçatı demişler! Olmasın lütfen...


Bütün evlerin böyle olduğunu düşünün...






2,5-3 saatlik bir yolculuktan sonra, mutlu anılar ve yorgunlukla İzmir'e döndük. Acaba bir sonraki durağımız neresi olacak? Başka bir yazıda tekrar görüşmek üzere...




4 yorum:

  1. Marmarisin en güzel yerlerini görmüşsün bu sene aşırı kalabalıktı ,, ayrıca şu kızkumundaki otopark ücreti yeni çıkmış perşembe günü misafirlerimizi götürdük ücret isteyince şaşırdık ve senelerdir burdayız hep geliriz buda yenimi çıktı ne ücreti istiyosonuz diye tepki verince o zaman sizden almayalım dediler işte rağmet gördükçe bir çok yer değişmeye başladı ig'den yazdım Çınar'da öyle oldu, Akyaka'da birçok yer eskiden daha sakin ve güzeldi bence , üstelik çoğu yere giderken evimin önünden geçmiş olabilirsin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Marmarisi bilen birinden bunları duymak çok güzel ^.^ Kendimiz program yapınca istediğimiz yerleri görebildik. Bence marmarisin en büyük sorunu otopark. Umarım çare bulunur bir şekilde

      Sil
  2. süper ya. bayıldım yazına. bakalım biz 10 gün kalacağız her yeri not aldım. arabasız gideceğimiz için çoğunlukla tekne turlarına katılmayı planladık bakalım. heyecanlandım okuyunca. ^_^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok mutlu oldum ^.^ Bir kişinin bile işine yaramış olsam, ne mutlu bana. Tekne turu için bir önceki yazımı mutlaka okuyun. Biz çok araştırdık çünkü. Şimdiden iyi tatiller ^.^

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...